adtech

30 Ocak 2010 Cumartesi

Maraz...

(Hande ALTAYLI,Remzi kitabevi)

"GENÇ, TÜRK, KADIN, İYİ YAZAR "
bu ifadeleri hakeden ve Bestseller kitaplar yapabilecek çok az KADIN YAZAR  olduğunu düşünüp; bi kadın olarak -bir taraftan da utandım bu histen ama ne yazık ki- ön yargıyla aldım kitabı.
( E. Şafak gibi birkaç tane çağdaş iyi yazar kadın tanıyorum, şu cahil kafamla...)
Ama bırakın iyiyi mükemmel buldum.
Hikaye de çok güzeldi,anlatım dili de karakter işlenişi de, olay ağı da.
Sayfaları merakla çevirip;acıları derinden yaşayarak okuyorsunuz ve "Son" da keyif
veriyor.
Üstelik Aslı''yı "Aşka Şeytan Karışır''ın kahramanı olarak kullanması da çok
hoş olmuş (radaki farklı bi Aslı olsa da akılda kalıyor)
yalnız büyük okur ( benim gözümde öyle) Dalga seslerinden edindiğim bilgiye göre kitaplarını basmasında kocasının da faidesi olmuş.
KOCASI aracı ise de bu yazarın benimle tanışması, yorumum şudur; ben sevdim kardeşim....

HAH   HAH    HAAAAAAAA

ya ben eski blogumda yazmışım bu kitabın yorumunu, olsun  kitapyurduna da bu yorumu yapmıştım.
Dur eskisini de yaziiim:

"Ben bu kitabı da çok sevdim.
Akıcı anlatımı duru,tekrar tekrar okumuyorsunuz paragrafları
 "ne anlattı,ne tasviri var burda yaa?" diye.
Akıp gidiyor hikaye merak da uyandırıyor.Kurgu ve kahramanlar hakikaten ilginç. Ama burda işin en ilginç yanı biz ya da arkadaşlarımızın özelliklerine sahip olmaları. Yani bizden birinin hayatı okuduğumuz.
Sanki okumuyor da dedikodu yapıyor gibi zevk veriyor insana...
İlk fırsatta "Aşka Şeytan Karışır" kitabını da alıcam :)))"

Hala arkasındayım bu fikirlerin de haaa..

29 Ocak 2010 Cuma

HERKESE HAYIRLI UĞURLU OLSUN :))

Efendim Çalışkanarı olarak allem ettim, kallem ettim, kendimi blogger dünyasına da adapte ettim, mimlenme başarısını da gösterdim.( Yeteneksizin, mersi şekerim)
Allah çevremdekilerin yardımcısı olsun.
Cümlesine kolay gelsin, çekecekleri var,herkese hayırlı uğurlu olsun....
AMİN.......


Enteresan özelliklerim;
bi kere 7 yetmez bana, çok enteresanım bu 1,
benim çene açıldı mı kapanmaz bu 2,
Dur hadi acıdım 7 de sınırlıycam, böyle de tatlıyımdır; bu da 3,
Gelelim bana.....

  1. Aynı anda 5-6 işi yaparım, feci şekilde dikkat eksikliğim var, dolayısıyla evim -temiz, çekmeceleri düzenli ama- dağınıktır
  2. Herşeyi merak ederim, sorar-öğrenirim,üstüne bilmeyene öğretirim ama haddimi bilirim, üstada saygım büyüktür.Acayip pratik bi zekaya sahibimdir.Hertür lüzumsuz konuda inanılmaz kafa çalıştırır bu sayede konuya vakıf olurum..
  3. Herkesi severim, acayip arkadaşım vardır ve arkadaşlarımın bi kısmı cidden acayiptir, ama bu beni rahatsız etmez, bilakis çeşitlilik yaratır,hoşuma gider.
  4. Çevremdeki herkesin konuştuğunu, yazdığını dinlerim, gerçekten dinlerim, anlarım, yorumlarım,sonraki sohbetler de kullanırım.( Yeteneksizin; kpss ye hazırlanıyor, tatesal yiğeni Oğuz'a minnet borçlu, Kalpkurabiye nişanlısını çok seviyor, dalga sesleri kitap kurdu- azıcık canı yanmış- dertli, muhabbet çiçeğimin ananesi iyi ama tam düzelmedi vs vs)
  5. Süper ders çalıştırırım. ders çalışmaktan nefret eden biri olarak (hayatımda sadece y.Lisans yaparken-ki bu bi mucize idi,nasıl olduğu da hala muğallak- ders çalışmıştım) herçeşit ders ÇALIŞMAMA  yolunu bilirim.yani kimse benden kaçamaz.
  6. Uykuyu sevmem, daha doğrusu gece yatmak değil, yatmamak için savaşırım.Sonra sabah kalkamam.Yani genellikle "ÜZERİMDEN TREN+ KAMYON+TIR+ BERİL GEÇMİŞ GİBİ" kalkarım ama direk kalkarım.ortalama 5-6 saat uyurum.sonra bi gün yamulup erkenden 12 de yatarım 8 saat uyur, süper dinlenir, 1 ay daha sürünmeye devam ederim.
  7. sapıtık bi okuyucuyumdur. en çok geceden sabaha kitap bitirmeyi severim. ayda ortalama 3-4 geceyi bu şekilde geçirir, ertesi gün de normal saatim de yatar 4-5 saat uyurum yani açığı kapatmak gibi çabam olmaz.
  8. Bunu da yaziyim mı? N'oğlur? yemek yapmaya bayılırım. Mutfakta saatlerce kalabilirim, bu gün yaptığım gibi aynı seferde 5-6 çeşit pastayı sırf evde yemek için yapabilirim. Ama sonra toplamaktan nefret ederim.
  9. İftiharla söylüyorum ve yeni MİMİ ben başlatıyorum...
Ben yemekçi bir kadınım,ben dağınık bir kadınım, ben keyfine düşkün bir kadınım, ben kendini seven bir kadınım, ben çok özür dilerim - çok çok mutlu olsamda- mim  okumaktan bay gelen bi kadınım ( ben normal yazı okumak isteyen ve) inşallah bu mim işini şimdilik son bulduran kadınım..........


BAŞ BELASI BEŞ MİM 

1. yemekçi kadın mısın, temizlikçi kadın mı???
2. dağınık kadın mısın, düzenli  kadın mı?
3. İşi mi bitirirsin, keyif mi yaparsın?
4. Kendini mi seversin, düzenli olmayı mı?
5. Mim işi son bulsun mu, bulmasın mı?


Mimi bitecek olanlar:


Önemli not: bu Mİm 2 aşamalıdır. İsteyen sevgili arkadaşlarım 7 maddelik olanı da yazsın ama öncelikle son "BAŞ BELASI BEŞ MİM" kısmı cevaplanmak zorunda




28 Ocak 2010 Perşembe

ÇOCUĞUNUZ VAR MI?

Çerçeveler 3 lira
Fotolar 50 kuruş
Parmak boya 5 lira
Kızımla paylaşımın değeri PAHA BİÇİLEMEZ.....

Şekilde gördüğünüz 2 şaheser Çiğdem+Beril işbirliği ile yapıldı.
Şimdi madem siz ya da çoğunlukla çocuklar tatilde bu iş çok basit.


Ahşap çerçevelerin tanesi 1,5 L; malum her evde olan parmak boya ile boyandılar.
Faber Castel tavsiye edilir.
Çerçeveleri nemli bezle sidik.
Beyaz veya sarı ile fon yaptık ( bunun detayını ben yaptım ki her yer boyansın, 1 saat bekletip arkasını da boyadık)
Parmak boyalar yardımımla öbek öbek karışık halde çerçeveye yerleşti. 
Eh Beril' e de bulaştırmak kaldı. Biraz kurallı bulaşırsa daha güzel oluyor.
Ardından 1 gece kuruttuk.
yeşilin üzerine evdeki boncukları UHU ile yapıştırdık.
Spey vernik sıkıp 1 gece daha bekledik.
Fotolar zarar görmesin diye ben sonrada asatat kağıdından cam {:)))Şeffaf kapaklı dosyadan da kesebilirsiniz}  
yaptım.
Evimdeki en güzel çerçeve oldu.
Annesi onu yapan Parmakları yesin, bitirsin....
Bu arada eylemlerim sürüyor, parmak boyadan başka daha neler kullanılabiliyor bi bilseniz???




27 Ocak 2010 Çarşamba

AYLİN ÇORBASI

Ay bi saattir yorum yazdım ,yoruldum.
Ama yazcam bugün Şifalı Çorbamı...
Asıl Adı: Ayran Aşı
Yani yemek
Ama ben o halini sevmedim, bunu şifa niyetine sıklıkla hane halkı ile tükettirim.
Ama cidden tükenen çok lezzetli bi çorba.

(Aylin Çorbası) Ayran Aşı çorbası 


1 adet soğan
1 diş sarımsak
2 avuç herhangi evde kesilmiş makarna, çorba, erişte vb.
1 çorba kasesi yoğurt
2 adet kemik suyu bulyon küp
1 adet knor tavuk suyu bulyon tablet
1 lt su
Çay kaşığının ucu ile nane
tereyğı
sıvıyağ

Öncelikle, Aylincim sağol. Allah razı olsun.
hem bizi bu çorba ile tanıştırıp adını verdiğin, hem de yuvama şifa verdiğin için :)))

Soğanı rendele, tereyağı+sıvıyağda pişir.
Üzerine suyu ekle ( kaynar olsun, iş çabuklaşsın)
1 tatlı kaşığı tuz at.
İçine herhangi bir ev yapımı kuru hamuru at.( Ben kırpma mantı dediğimizden attım, Aylin erişte atıyor vb..)
Hamur iyice pişsin.
Kemik suyu bulyon ( Made in Çalışkanarı)  ve  tavuk bulyon atın ( bu tadı inanılmaz değiştiriyor. İlla ki olmalı)
Pişince yoğurdu büyük bi kase de çırpıp içine biraz ( biraz çok ama) kaynayan sudan ekleyip, çırpın. kesmesini önleyin,
Yavaşça ve çorbayı karıştıra karıştıra  çırpılmış ılılıtmış yoğurdu ekleyin.
1 diş sarımsağı rendeleyin.
azıcık naneyi ekleyin.
Sakın koklamayın, içine düşersiniz :))))))

Çooooooook şifalı cidden tam bi anne çorbası, aslında yanına basit bişey ekleseniz de yeter.
Çok çok da doyurucu çünkü
Elinize ve kendinize sağlık.....

AY YETER YAAAAAAAAA!!!!!!!!!1

Yepyeni bi kampanya yapalım
varmısınız???
Valla bıktım, insan bu kadar da yalvartılmaz ki.....
Kardeşim, İzlenmek isitiyor musunuz
evet
herkes yorum istiyor mu?
evet...

o zaman bi zahmet şu çin işkencesini bırakın.
yazcam, valla bazen sırf bu sebeple vazgeçiyorum.
Allah aşkına............
Kampanya şuuuu;
Anahtar kelime kullanana yorum yazmayalım,
İfrit, gıcık, hasta nasıl olunur anlasınlar
bi zaaaamet yorum ayarlarını değiştirsinler...

24 Ocak 2010 Pazar

GDO

Her ne kadar tüm sitelerde bu yazı YILMAZ  ÖZDİL'e  mal edilse de ben arşivinde rastlamadım böyle bi yazıya..
bulan beni de bilgilendirsin...
ama yazı çok güzel ileteyim...

Haliyle panik halindesiniz... “Nasıl anlarız? Genetiği değiştirilmiş organizma yemekten nasıl kurtuluruz?” filan.
Şöyle...
*
Annaneniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken, siz, “Aman annane be, boş versene” deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya... Annane rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini annaneden alıp, bir kenara yazmadınız ya... İşte o nedenle, siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten kurtulamazsınız maalesef.
*
Ne verirlerse...
Onu yiyeceksiniz.
*
Kız evlat yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz... Piyano çalıyor, İngilizce konuşuyor, Grammy alanları tek tek biliyor. Bilmeli... Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor! Yoğurdu çırpıp, ayran yapamıyor, ayran... İşte o nedenle, kızınız, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm maalesef... Torunlarınız da.
*
Zahmet edip sütlaç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için... İçinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan! Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bi börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu. Tahin-pekmezi “köylü işi”, vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları “modernite” sandığınız için, daha 10 yaşında ayıya döndü, yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor.
*
Size zor geliyor ama, zor mu evde yoğurt yapmak? İstanbul’un güneşi müsait değil, anlarım, zor mudur İzmir’de, Antalya’da, Adana’da evde salça yapmak?
Şikâyet edip duruyorsun, içine katkı maddesi konuyor, zorla beyazlatılıyor diye... İster tam buğday unundan, ister çavdardan, hakikaten zor mudur evde ekmek yapmak? Bütün ailen kabız... Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan medet umacağına, niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?
*
Güya, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun, taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun... Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyorsun, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun... Ne işe yaradı senin pazara gitmen?
*
Kocanız da, bu satırları okuyup, size akıl verecek şimdi... Söyleyin ona, ukalalık etmesin, götürün aktara, hatmi çiçeğiyle zencefili birbirinden ayırt etsin, ondan sonra konuşsun!
*
Enginar, börülce, radika, cibes pişirmekten haberin yok; gazetelerin tiraj almak için kıçından uydurduğu kıçımın uzmanlarından fıldır fıldır brokoli tarifleri öğreniyorsun... Brüksel lahanası yiyerek mi AB’ye gireceğini sanıyorsun?
*
Çin’den bal getiriyorlar mesela... Taaa Arjantin’den, Meksika’dan bal getiriyorlar. Neymiş efendim, içinde genetiği değiştirilmiş organizma olabilirmiş falan... İçinde tavuk ibiği, maymun kulağı olmadığına şükredin! Ben iddia ediyorum... Kaşla göz arasında frankeştayn ürünlere kapıları açan arkadaşlarla, Amerikan çiftçilerinin avukatı profesörlerimiz, sırf karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli’de, Pervari’de terör bile azalır, terör bile.
*
Uzatmayayım.

Mutfak genetiğimizi kaybettik biz.

Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA’sını değiştirdi!

*
Hurrraaa diye köyden kente göçerken, dışarda tıkınmayı şehirleşme zannettik. Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.

*
Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz... Ya da ne verirlerse onu yiyeceğiz.

Hatice....



Demin okudum Bir kelebeğin günlüğünden bağlanarak,Haticenin hayatını...
Yazıyı radikalden okunudm .İsteyen buna tıklayıp okusun...
Benim diyceğim de şudur.


"Offf, o kadar çok ki Haticeler.. Hangi köy okuluna gitseniz, hem Hatice var; hemde umursamaz anne- babaların Haticeleştirdiği çocuklar.
tek çare ne biliyormusunuz : Eğitmek ama kimi? Onları değil, kendi çocuğunuzu... Hacıbabamız( eşimin büyükbabası) derki; herkes önce yakın çevresine yardım etmeli, eğer herkes yaparsa bunu, uzakta yardıma muhtaç kimse kalmaz ki...O yüzden önce çocuğumuza öğretmeli, iyi olmayı, yardım etmeyiiiii....."

23 Ocak 2010 Cumartesi

BU DAHA DA FENA



(Khaled HOSSEİNİ,Everest Yayınları)
 Bin Muhteşem Güneş tarafından bu denli sarsılınca, kendime eziyeti abartıp; yazarın Asıl yaygarayı koparıp, tüm dünyaca tanınmasını sağlayan "UÇURTMA AVCISI" kitabını da aldım.
sonra ne oldu. 50 sayfa okudum, "ay çatlıycam"  diye yarıda bıraktım...
Yani işkencede bi yere kadar di mi?
o kadar fena bu kitapta..
tabi yarıda bırakmış değil, ertelemiştim okumayı, gerçekten ağır geldi birdenbire...
Çünkü her şeyiyle tastamam bi kitaptı..
Çok etkileyici bi öykü var yine karşımızda, iyi çizilmiş karakterler,dram üstüne dram ekleyen bi hayat, çok iyi bi çeviri ( Püren ÖZGÖREN) yani daha ne diyim...
Ha ekleyeyim, kitap şimdiden senaryo gibiydi, filmi çekilmiş, izlemedim ama okurken izledim kafamda zaten.
Olur da kitaptan önce filme rastlarsanız; hollywood pek bişey yapmamış yani....
bu durumda NAĞPİCEKSİNİZ; Alceksiniz ,okuyceksinız.....


Not: Sevgili okur dostum Dalga Sesleri'nin yorumunu da eklemeden geçmiyim dedim..
"Dostluk kavramı adı altında aslında azınlık psikolojisi ile hareket eden ezik Hasan ile kendi öz eleştirisini yapan Emir'in işgal altındaki ülkesinin portresini çizen ağlayarak okuduğum bir roman "




SOSİS KEBAP (Kahvaltıda)




Geçen buna benzer bişeyi Taze Nane yapmıştı yufka ile ama orjinal tarif bu..
Aklıma geldi, epeydir yapmadım, hem pazar kahvaltısına yaparsınız diye anlatayım bari...
Acayip de kolay..

Sosis Kebap

1 paket sosis
1 Paket milföy
Peynir
Zeytin
Kızartmak için bol sıvıyağ
Kürdan (kebabı dizmek için)

Milföyleri dolaptan çıkarın ama çok yumşamadan, kare kare kesin.
Sosisleri ince ince dilimleyin.(Şekildeki ebat iyi)
Peynirler akmasın diye muska yaptım, tek yaprağı 4 e bölüp.
Hem adet de azalmamış oldu.
Zeytinler de değişik olsun diye şekildeki gibi silindir yaptım.
Hepsini hazırladıktan sonra kızgın  yağda kızarttım.
Çabuk kızarıyor, fazla kızarırsa da sosiler kuruyor. Dikkat..
Havlu kağıda aldım.

Aslında orjinalde şişe kapağı ile milföler kesilip,sıra sıra sosisle eş boy ve düzende diziliyordu.
Ancak malum artan parçalar kıvrılıp kızartılsalar da hoş olmadı.
Ben de en sonunda kare kare kesip sırayla dizdim, israf etmedim.
Biliyosunız ki artık BİM' den alınan milföy de hem ucuz, hemde yağlı olmadığı için daha sağlıklı, hafif ve az kalorili ( şunu yazıp, bi de kızartıyorum ya utanmadan :)))

Efendim bu tarif; kocalara yağ çekmek, çocuklardan öpücük almak-rüşvet vermek, misafirin gözünü boyamak, pazarları keyiflenmek için çook uygundur.
Afiyet şeker olurken, sıhhat olsun inşallah: ))))




22 Ocak 2010 Cuma

YAĞ MANTISI

Size aslında Kayseri mantısını suncaktım ama Cahide'nin Elleri'nde görünce; dedim  rekabet ortamı yaratmasın, ezilir şimdi kızcağız :))))
Ne de olsa benimki memleket yemeği.(Çaktırmayın, o da güzel olmuş.)



Hamur için
1 çay bardağı ılık su
Yarım çay bardağı sıvıyağ
yarım çaybardağı yogurt
yarım çay bardağı süt
Yarım paket Pakmaya yaş maya ( Ay çok severim bu tombiş ustayı :)))
Tuz
Alabildiği kadar Sinangil un

İç Harç İçin
100 gr kıyma
1 adet soğan elde doğranmış ( çok ince kıyılmasına gerek yok)
Doğasal kırmızı toz biber
Doğasal Reyhan ( fesleğen)
tuz

İç Harcı karıştırın.
Doğasal baharatlar kullanmak her zaman tercihim.( piyasada gördüğüm en kaliteli ürün, üstelik ucuzda...)

Hamurunuz yumuşacık olacak şekilde yoğurun.Hani fırınlardaki ekmek hamurları gibi..
Zaten bu tarif istenirse fırından alınan ekmek hamuru ile de yapılabilir.
Ama diğer malzemeler katılınca, piştiğinde daha yumuşak oluyor.
Hamuru unlayarak şekildeki gibi açın.
Kesin kocaman kocaman.
İç harcı koyup, kapatın.



Bol Sıvı yağda kızartın.
Kızarttıklarınızı kapaklı bi tencereye alıp, ağzını kapatın; yumuşasınlar.
Üzerine benim gibi üşenenler için doğasal sarımsak tozu ile yapılmış yoğurt dökün.
En üste de naneli (illa ki) tereyağlı, sıvıyağlı salçalı sos dökün.
Valla ne diyim; GÖTÜRÜN....
Sağlık, sıhhat olsun, afiyet olsun :)))
Bir de bu yemek hem misafir ağırlamak için, hemde çocuklar için yugun











21 Ocak 2010 Perşembe

Neydi Bu Yaaaa!!!

Cevap veriyorum:

BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ

 İÇİM PARÇALANDI...
Kadın olarak tüylerim diken diken izledim olay akışını.
Anlatım,çeviri ve kurgu hepsi çok iyiydi ve inanılmaz bi etki bıraktı üzerimde.
Tüm bunların üstüne Limon Ağacı ve Bin Muhteşem Güneş'i arka arkaya okumak gibi bi hata yaptım ve iki kitabın kapaklarını görmek bile sarsıyor beni.
Zira yıllarboyu saklanması gereken  harika bir kitap var karşınızda.
Nasıl bişeydi tarifi zor, okurken aldığınız keyfi, düşünürken korkunç bir keyfe dönüştürüyorbu adam. Yani Halid Hüseyini (türkçe yazcam, bunu daha çok seviyorum)  ve tabi çeviren; Püren Özgüren.
Olay dizisi,ekranda izlediğiniz diziler kadar görünür; o derece kafanızda kalıyor olaylar. Yani bu bir kitap ama siz görüntü okur gibisiniz.
Bir de şunu belirteyim.Nasıl şükrettim Allah'a, Türkiye'de yaşayan, ÖZGÜR bir kadın olduğum için, özgür.
Hiç kimse okumazsa mutlaka kadınlar okumalı....
Ayrıca cepboy basımlar çok da çekici ve kullanışlı oluyor okuyan için.
Kitapyurdu fiyatı; 6,44 Tl

20 Ocak 2010 Çarşamba

MİLFÖY ÇUBUKLARI ( Biberli, peynirli,zeytinli, susamlı)

Meşgul kafam bu ara...
Malum mekanı değiştik evcak; sıra okul olaraktan değişmekte...
Hayırlısı, Allah Büyük bakalım...
Ama ben yoğunken kimse boş durmuyo Maaşallah!!
Millet çatır çatır sayfalar döşemiş...
Ben yine kısa, kolay ve ucuzundan bi tarif vereyim; en çalışan kadınından...



MİLFÖY ÇUBUKLARI (5 dakkalık)

Bir Paket Milföy hamuru ( BİM' den alınan tercihim)
1 yumurta
Biber salçası, zeytin ezmesi, peynir, susam (sürülebilecek herşey)

Milföy hamurunu BİM'den alma sebebim, ucuz ve yağsız olması. Bana diğerleri çok ağır geliyor ama siz bilirsiniz.
1 yumurtayı biraz tuz ya da şeker atıp, çatalla iyice çırpın, köpürsün.
(Akını dahil edin ki hem boşa gitmesin, hemde miktar çoğalsın. İçine koyacağınız şeker yada 1-2 damla yağ gereken rengi alamsını sağlar; bu da ekonomik bi püf noktası)
Milföyleri şeritler halinde kesin.
Üzerine istediğiniz malzemeyi sürün.
(biber salçası, zeytin ezmesi, domates salçası, peynir..)
Yumurtayı sürün.
( Susamlı yapacaksanız; önce yumurta, sonra susam)
2 ucundan tutup bükün.
Sıcak ya da ılık serviz edin.
Çıtır ve hafif bi ikram.
Hem acelesi olanlara, hem de yine "1 çeşit daha olsaydı keşke" diyenlere bi alternatif...
Elinize ve kendinize sağlık...
.......

ah bu arada yorum yazıp bloğumu izlemeye alan arkadaşlarım çok teşekkür ederim.
Arı kovanıma hoşgeldiniz, rahatınıza bakın...
Bu kovan oldukça geniş ve konforludur.
Ve her kovan gibi; çok büyük bi koloniyi ağırlayabilir.
Şimdi KIZLAR.....Dans Zamanı...
Ne dansı mı?
Tabi ki haberleşme, hadi dans edin ki arkadaşlarımıza en güzel çiçek nerde ( ki burda o ben oluyorum; ÇİĞDEM) haber verin :))))))))


dım dım dım dım, dım, tıs                           dım dım dım dım, dım, tıs
dım dım dım dım, dım, tıs                           dım dım dım dım, dım, tıs
dım dım dım dım, dım, tıs                           dım dım dım dım, dım, tıs

17 Ocak 2010 Pazar

BİŞEY YAPMALI.....

EVET BİŞEY YAPMALI......
Bİ ŞEKİLDE YARDIM ?????
KIZILAY 2868 e ayılan mesajdan genel bağış alıyor. 5 TL
Kızılay bu yolla online bağış alıyor, verdiğiniz kadar....
İHH nin online bağış sekmesi var,not düşülebiliyor Haiti için diye...
 hiç olmazsa buralardan bişeyler yapalım.....
Ben bilmiyorum ne yapsak, ama bi yol arıyorum...
Bilen bana da yol göstersin....

YA ORDA AĞLAYAN KADIN BEN OLSAYDIM!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ben değilim ama nankörde değilim; hiç değilse paylaşın be kızlar....
HİÇ DEĞİLSE YEMEK TARİFİ YERİNE BU YAZIYI YAYINLAYIN.
hiç değilse dua edin be kızlar, en azından dua....
ya da hemen bi şekilde para yollayalım....
yolunu yordamını öğrenen, bana da anlatsın....
 ben bu yolları buldummmm........
*****Yapıcam bişeyler*****


Not: Bir de  KIZILAY ın sadece email yada ceplere reklam yollayarak (siz sadece kayıt oluyorsunuz) para kazanma,bağış toplama yolu var ki; bence çok mantıklı.
O kadar çok saçma sapan şey okuyorum ki gün boyu; en azından birkaçı bi işe yarasın, kızılay bağış alsın :))))


Kırmızı Biber Salatası ( Acele Salata)

5 dakka da hazır ve çok farklı bi tad....
Bu benim çok sevdiğim ve de çok değişik bulduğum bi salatadır.
Genelde "ya bi çeşit daha olsa ii olcak, ama diğerlerine de benzememeli" diye düşündüğünüzde imdada yetişiyor.

Kırmızı Biber Salatası

1 kavanoz Penguen Kımızı Biber Konservesi
1 küçük kutu  Penguen mısır konservesi
Yarım demet maydonoz
2 kaşık nar ekşisi
2 kaşık sirke (balsamik tercihimdir)
tuz
sıvıyağ

ya da

yazdan közlenmiş kırmızı biber
yazdan haşlanmış mısır
Yarım demet maydonoz
2 kaşık nar ekşisi
2 kaşık sirke (balsamik tercihimdir)
tuz
sıvıyağ
1 ÇAY KAŞIĞI  TOZ ŞEKER

Biberleri doğrayın
maydonozu kıyın
diğer mazlemeleri katıp karıştırın.

{ İlla ki ev yapımı ürün olsun diyenler için.....
Penguen piyasadaki en lezzetli kırmızı biber konservesini yapıyor. Sebebini buldum!!!!
Konserve yaparken su+sirke+tuz+ŞEKER ekliyorlar.
Bende yazın biberleri közleyince biraz şeker+tuz+sirke ekleyip 1 gece bekletiyorum.
Böylece hem biberler dolgunluğunu kaybetmiyor, hem de çok lezzetli oluyor :)))}

5 dakka da hazır ve çok farklı bi tad....

15 Ocak 2010 Cuma

Romantizm Yapalım (Kar Kaplı Mumlar)


Havalar buz gibi,dışarı çıkılmıyor.
Hiç bişey yapamıyosanız; şuradaki mumlardan yapıp, biraz slow müzikle ruhunuzu dinlendirin....

14 Ocak 2010 Perşembe

.............İRMİKLİ MİSAFİR KÖFTESİ ..................( Saat 5 Akşama Yemeğe Önemli Misafir Var Köftesi)


Hakikaten tam bu kriterlere uyan ,sunumu güzel ve tadı daha güzel bi köftedir, görüldüğü üzre.
Çok kısa sürüyor hazırlanması  ve pişmesi..
Şimdi yanına pilav, yufka böreği, çorba, salata, bi de Tiramisu...
sonra.....
AYYYYY,
HOŞ GELDİN ÖNEMLİ MİSAFİRCİM,BEN DE NERDE KALDILAR DİYODUM :)))))
diyosunuz....
İRMİKLİ MİSAFİR KÖFTESİ

Yarım kilo  köftelik kıyma
1 tane soğan
1 çay bardağı irmik
istediğiniz her çeşit baharat
( ben kimyon, karabiber, pul biber 3 lüsünü çok yakıştırıyorum)
2 kaşık sıvıyağ
2-3 kaşık su
tuz
Üzeri için domates ve yeşil biber

Soğanı rendeleyin.
Tüm malzemeyi karıştırıp yoğurun. Ne kadar çok yoğurursanız tadı o kadar güzel oluyor.
Ama 2 dk da olur, iyi karışsın yeter.
Sonra yağlanmış borcama bastırıp, eğer yuvarlaksa ortasına bi delik açın ( Servis esnasında kolaylık oluyor, uç kısmı kopmasın diye)
Kişi sayısına uygun olarak dilimleyin.
Süsleyin.
200 derece fırında pişirin.
Sonra çok önemli misafir köfteyi överken siz de " Ay, evet ben de çok severim bu köfteyi... İnanmazsın çok da kolay" diye hava atın.
Ben zamanın da çok hava attım, biliyorum yani; çok güzel bi his oluyo :)))
Elinize sağlık, kendinize sağlık..

.

13 Ocak 2010 Çarşamba

Annem

Marifetli annem, maharetli annem, CANIM ANNEM,


(Kuzum,Annem,Ayşem)

Herkes çok sever annesini ,herkes çok takdir eder, eder de; ben gerçekten çok severim annemi...

Ben annemi;
çocuğum gibi şefkatimle severim,
kocam gibi aşkımla, kalbimden ılık ılık bişeyler akarken severim, 
Ablam (Güler) ve Kardeşim (Ayşe)'yi sever gibi severim,
Babam (Muhlisimi) sever gibi severim,
Öğretmenim gibi öğrenerek, aldığım  cezayı hakettiğimi bilerek severim,
öğrencim gibi eleştirerek severim,
Kitaplarım gibi vazgeçemeyip, içinde kaybolarak severim,
Yemek yapmayı sever gibi kendimi kaybederek severim,
Bi öksüzü sever gibi yaşadıklarını duyarak severim,
arkadaşım gibi şakaşlaşıp-kızarak severim,
Din Büyüğümü sever gibi ,mertebesine ulaşmak isteyerek severim,
Allah'ıma Şükür ederken, İmanını, inancını örnek alarak severim,
Atatürk'ü sever gibi hayranlıkla severim,
bir aydın'ı sever gibi takdir ederek severim,
evim gibi severim,
memleketim gibi severim,
Dilim (türkçem) gibi severim,
Bilgim- aklım gibi  beğenerek severim,
Kadınlığımı-zerafetimi sever gibi severim,
Erkeksiliğimi- mertliğimi sever gibi severim,
bercerimi-başarımı sever gibi severim,
ağlamak ya da gülmek gibi vazgeçemeden, ihtiyaç duyarak severim,

ben,
annemi,
kişiliğimde
kimliğimde duyarak,
BİR PARÇAM GİBİ SEVERİM....

ben annemi çok severim, gerçekten.....

Ben Çalışkan, çapçalışkan bi arıyım;  İnsanım, Kadınım, Örtmenim, öğrenciyim, anneyim, eşim, evladım, Müslümanım, Laikim, Atatürkçüyüm, Feministim, gelenekçiyim, Galiba tüm karmaşası ve muhteşem harmanı ile tam anlamı ile TÜRKüm, mükemmel değil ama İnşallah vasat da değilim. Bi de hakkaten; çok ilgili, az bilgili yok yok çok bilgili :))); Çapçalışkan, çalışkan bi arıyım.
Ailemi çok severim,Aslında herkesi severim, kanımın geçtiği, canımın değdiği herkesi...

Ben Öyle bi çalışkan arıyım arı olmasına da...
Şu yukarıda yazan Çalışkan arı var ya; tam anlamı ile orda yazan herşeyden fazlası ile
MADE İN BETOŞ.....

Bana dini, İmanı, İnsanlığı, anneliği,kocama eş olabilmeyi, evlat olmayı, öğretmenliği, öğrenciliği, ibadeti, kitap okumayı, kafamı çalıştırmayı, uysal olmayı, kendini savunmayı, birey olmayı, ÇALIŞAKN OLMAYI.....
yani beni ben yapan; kendimle gurur duymamı sağlayan, Allah' a Şüküretmemi sağlayan herşeyi bana ANNEM ÖĞRETTİ;  severek ya da döverek...
{ay, ne çok dayak yedim beeen (haketmiştim,biliyorum yani :))))) } .

İşte bu yüzden ben annemi severim.

Ben annemi çok severim, çok....

12 Ocak 2010 Salı

Kuzunun kuzusunun kuzusu (bolero)



Bu da kuzunun kuzusunun fotoğrafı.

Canım kardeşim "teyze demek anne yarısı demek" Ayşe teyzesi örmüştü Bero'ya.
Orda 3 tane kuzu var, anneanne kuzu, anne kuzu, kuzu kuzu.
Kuzuların kuzusunun tarifi Derya Baykal'dan. (İsim hakkı bende, ben buldum..)
Çok tatlı bi bolero ve 2 den 22 ye herkese uyan da bi tarif. Tavsiye ederim.
Bi de canım kardeşime "Abla demek anne yarısı demek" diye teşekkür ederim.
 ********                       ************
Bişe yazamıycam bu gece çok yorgunum, mantı yaptık komşularımla(Sağolsunlar; ellerine ,kendileerine sağlık); hamur oldum...
O yüzden eski blogumdaki yazıyı yeniledim.
Ama iyki yaptım, çok severim,kuzuyu (annemi), kuzunun kuzusunu (kendimi- heralde yani sevcem kendimi-), kuzunun kuzusunun kuzusunu (Beril'im yavrumu)..
Çok güzel ama diğ mi???

.

11 Ocak 2010 Pazartesi

CAiLLOU ve BERO



Elimden geldiğince TV ve Bilgisayardan uzak tutuyorm Beril'i ama bazen O istiyor, Bazen de benim onun oyalanmasına çok ihtiyacım oluyor.
Hele de Caillou heralde 1-5 yaş arası tüm annelerin favorisi....
İşte size iyi bi ÇİZGİ FİLM linki....BURADAN girin

BEN BUNU SEĞMEM TİRAMİSU

Ececim bu senin için.....Benim kısa tarifin daha uzunu,daha şifalısı :)))

TİRAMİSU ( Hakkaten seğğmem)


Kek İçin:

1 paket Dr. Oetker Pandispanya un
3 yumurta
7-8 kaşık su
Dolgu İçin

1paket Dr. oetker vanilyalı puding
350 ml ( 1,5 su bardağından 1 parmak fazla) süt
1 paket kerem labne peyniri
1 adet yumurta

Keki Islatmak için

1,5 su bardağı su
2 tatlı kaşığı nescafe
1 yemek kaşığı toz şeker

Üzeri için

2 yemek kaşığı Dr.oetker kakaoPandispanya una,yumurta ve suyu ekleyip çırpın.
Yağlanmış kelepçeli kalıba dökün.
160 derece turbo fırında 30-40 dk, pembeleşinceye kadar pişirin. soğuduktan sonra kelepçeyi çıkarıp ortadan ikiye bölün

Tarifin devamı buradaki ile aynı....

10 Ocak 2010 Pazar

Abi gerekirse "YEMEKTEYİZ" de de kapışırım, o kadar iddalıyım :))

Ben TİRAMİSU 'ya TİRAMİSU demem bu şekil yapılmadıkça....
Harbiden o kadar iddalıyım.
Hem de her koşulda....
Bu çabuk bi tarif,bu süper lezzetli bi tarif,bu garanti bi tarif, bi de her zamamki gibi ucuz bi tarif.

Şimdi malzemedeki tek pahalı unsur puding. ama o da  tamamen işin özü.
Valla n'apalım yolumumuz yine  BİM ' e düştü.Nedeni şu; kek (geçmiş gün yalan olmasın) 2,85tl , labne 2,90 tl...
Ya ben evde yapsam pandispanya ve muhallebiyi hadi daha pahalı olmasın; başabaş gelir fiyat....
Ozman ne diye uğraşıyım (Not: Bu tatlı tatlı BERO' mun boğazından geçecek olsa işler tam tersine dönerdi..)
Ayrıca ne dmişler" haticeye değil netice ye bakalım. Tamam hemen aşağıya bakalım; valla ben bakakalıyorum. Zira biz Kocamla birlikte tümünü yılbaşı akşamı yedik tiramisunun.

Hoş benim bitirmek konusunda yardıma ihtiyacım yoktu ama Erdem NEDENSE çok ısrar etti paylaşmak için :))))

TİRAMİSU ( 7  dk da hazır)     
2 katlı sade pasta keki
350 ml ( 1,5 su bardağından 1 parmak fazla) süt
1,5 su bardağı su
2 tatlı kaşığı nescafe
1 yemek kaşığı toz şeker
1 paket kerem labne peyniri
1 adet yumurta
2 yemek kaşığı Dr.oetker kakao

Yarım bardak sıcak suda nescafe ve şekeri ertin.
Üzerine 1 baradak soğuk suyu ekleyin.( Sebep, sıcak su ile ıslatınca kek hamurlaşıyor.)
Kaşıkla sakin sakin 2 parça keki bi güzel -her yerini- ıslatın.
1 paket vanilyalı pudingi,  soğuk sütle karıştırıp ocağa  koyun. sürekli karıştırarak kaynatın.Çok çabuk koyulaşıp dibini tutar, asla  başından ayrılamayın.
2 dk kısık ateşte kaynatın, çiğliği gitsin.
Altını kapatıp; hemen içine yumurta ve labne peynirini ekleyin. Yine çırpma teli ile hızla karıştırın.
???? cevap veriyorum: Hayır yumurta çiğ kalmıyor ya da  çiğ kokusu gelmiyor; çünkü pudingin sıcağı ile pişiyor.??????
Kekin bir parçasını servis tabağına alın, pudingin yarısından biraz fazlasını ( 3 te 2 ye yakın) kenarlarda 1 parmak boluk kalacak şekilde yayın.
Üst kat keki yerleştirip hafif bastırın. Bu arada o 1 parmak ara dolacak ama dışarı taşmayacak.
Üzerine kalan pudingi taşırmadan yayın.( ya mümkünse  çok dikkat edin. Akınca hem çirkin oluyo, hem de tadı bozuluyo)
 Üzerine de çay süzgeci ile kakaoyu eleyerek serpin.
Artık NETİCE de şöyle bi geriye çekilip bakar mısınız, yoksa  bayılır mısınız bilemem.
10 dk dışarıda bekeltip buzdolabına koyun.Üzerini kapatmayın,terleme yapıyor, merak etmeyin kurumaz...
1 gece önce yapınca güzel olduğunu heralde herkes biliyor :))
(Ay şunu da sööliim, ben Dr. oetker'in geçen yıl krem şantilerle verdiği ölçü kabını kullanıyorum süt için felan. Acaip kullanışlıydı. Baskı yapalım,yine versinler :))))}


9 Ocak 2010 Cumartesi

FALIM

2-3 Yaş civarı hangi çocuğu görsem; ya elinde ya ağzında ya da dilinde Sakız var.
Biraz önce Kent'in siteyi gezerken farkettim Falım'ın onların ürünü olduğunu.
Sonra da Şu reklamlardaki SAKIZ AĞACI PROJESİ' ni görüp okudum.
Ya ben acaip hoş ve anlamlı buluyorum bu projeyi..
Neden mi* ben çevre dostu olmaya çalışıyorum bu 1.
Sakız kadar ucuz, ki bilirsiniz Falım en ucuzudur, bir tüketim malından elde edilen gelirin bu projeye aklatrılması her firmenın yapacağı bişey diil bu da 2.Kendi adıma teşekkürler...
Ayrıca şu var. Ben Beril 'in boyalı cilalı ve de pahalı bir sakızı çiğnemesindense FALIM tercih etmesini kesinlikle destekliyorum.
Hem bu çok çok zararsız, hem de çiğnemektense sadece paketi açıp atan kızım düşünülürse çok da ucuz...
Hem bir de ne de olda yerlimalı....

PÜRSALATA Püre diil bu salata

.


Cidden Püre diil bu. Tam anlamı ve tadı ile salatadır.Tadı da şahanedir.
İspatlayabilirim ama bunun için yiyen arkadaşlarımın yorumları lazım.
Canım arkadaşlarım, taş attım kafanıza, anlatabildim mi derdimi; yorum yazın bloguma, faceboooka diil...
Hoş salata ama püre olarak da her tür yemeğin yanına yakışır.
Mesela bizim evde Yaprak Sarmasının yanında yapılır ve sarmadan önce Erdemim kocam tarafından bitirilir. Dikkat bitirilir.

PÜRSALATA( oldu bu isim)
3 tane orta boy  haşlanmış patates (sıcak olursa tad daha güzüel oluyor)
1 orta boy soğan
5-6 kaşık Pınar Mayonez (Katkısız)
1 avuç (60-70 gr)Kornişon turşu (İlla ki marketten alınıcak, ev turşusu olmaz)
tuz

Soğanı robota atıp çekin, kıyın. Patatesleri de içine sıcak halde atın, birlikte çekmeye devam edin. (Ya da patates ezeceği ile macun kıvamında ezdiğiniz patateslerin üzerine çekilmiş soğanı ekleyin.)
Mayonezi ekleyip çekmeye devam edin. Burda şu noktaya dikkat edin. Eğer patatesiniz kumlu ve güzül bir patatesse kıvam çok koyu oluyor.( hoş bu kış gününde nerde o güzel patatesler) Ozman içine su, süt ya da mayonez eklersiniz.
Üzgünüm ama mayonez sevmeyenler hiç denemesin. Malzemeler değişince tad bişeye benzemiyo.
Tuzunu atın.
Kornişonları doğrayın.
Pürenin yarısını istediğiniz bi tabağa yayın.
Doğradığınız kornişonları serpin.
Üzerine tekrar püre yayın. Allah ne verdiyse süsleyin.
Yine ucuz, lezzetli ve etkileyici bir yemek bu.
Ay ben kötüsünü yapar mıyım ya???

Not: Çok yakında KABACA BÖREĞİ ???

.


8 Ocak 2010 Cuma

OKURKEN ÖLÜM, "BABİL'DE ÖLÜM İSTANBUL'DA AŞK"

(İskender PALA, Kapı Yayınları)
Ya çok özür dilerim ama ben hakkaten öldüm okurken.
Afakanlar, çatlantılar ve herşey bastı beni.
Ama manyakça gelicek belki de, acaip de sevdim. Yalnız belirteyim bitirince sevdim.
Yani konu bütününde çok iyi idi.
Konu dikkat çekici idi.
İçindeki Osmanlı tarihi süperdi.
Ekşın (bildiğiniz Action) süperdi.
Ölüm fazla fazla vardı.
Aşk hep platonikti ama vardı.
Ve fakat EDEBİYAT, herşeyi ile o kadar çok vardı ki, ya ben bazı yerleri anlaadım bile.
Yani dil çok ağırdı.
Tasvirler Orhan Pamuk (ki ben kendisinin kitaplarını hiç sevmem) kıvamında idi. Tam anlamı ile tasviri düşünürken konudan kopacak kadar tasvirsel bi romandı.
Sizin anlayacağınız, bitmez sanmıştım ama bitti.
Bence tam anlamı ile çok ağır ve edebi bi romandı.
Ben, kendilerine Nobelimi verip, "Abi, aşar beni bu kitap" diyerek; Basit ve vasat hayatıma çekiliyorum. Ancak öğretilerinden ve yazarın tarih bilgisini kitapla mükemmel harmanlayışından dolayı çok etkilendim.
Tarihteki bir çok insana ve efsaneye farklı bi bakış açısı ile yaklaşması, her birini daha insani anlatması da çok güzeldi.
Üstelik cep boy olduğu için fiyatı da gayet uygundu. kitapyurdu fiyatı 6,93 tl.
Velhasıl alın, okuyun, öğrenin.....



.

YENİLEBİLİR BUZDOLABI SÜSLERİ (MAGNETLER)

Geçen yıl  Samsun OÇEM ' de (Otisitk Çocuklar Eğitim Merkezi' nde) çalışırken resim öğretmeni arkadaşım Arzu Aytekin'in yaptığı bu güzel çiçekleri magnet haline dönüştürmek de benim fikrimdi. bu sabeple " sana telif felan vermem Arzu, bunu bil" diye giriyorum konuya.
Evinizde silikon tabancanız varsa aslında herşey magnete ya da süse, püse dönüşebilir. Biz okulda birlikte çalıştığımız hayal gücü ve iyi niyeti inanılmaz yüksek seviyelerde yüzen 6-7 arkadaşla beraber; adeta üretmedik, uçtuk. Bense daha önce yaptığım bütün lüzumsuz çalışmalrı, büyük bi iştahla Oçem Kermesi dahilinde ;ya tekrarladım ya da yepyeni bi hale soktum.
İşte size yenebilen KABAK ÇEKİRDEĞİ magnetler



.....gerçi biz onları vernikleyince pek yenmiyor. Ama iştah kabartıyor. hoş bende ters etki yaptı, gördüğüm bütün kabak çekirdeklerini çiçek yapmak istiyorum...
Alttaki çiçekse Arzu Aytekin'in tasarımı ile dal, kokulu ot, plastik çiçek yaprağı ile sanırım tarafımdan yapılmıştı :))))
tüm diğer gördüklerinizse naçizane benim magnet fikirlerim...
















takı toka mağazalarından birinde blduğum kelebeğin arkasına mıknatıs silikonladım...
kızımın kreşte ceviz kabuğu ile yaptığı kaplumbağa, yine mıknatıs+ silikon..










Derya Baykal'ın gösterdiği kürdanla yapılmış yün çilesi......

 


çöp şişle yapılmış fotoğfaf çerçevesi, vesikalık foto alta yerleşiyor...


solda bi arkadaşın kızının doğum çiçeği, sağda BERİL 'in doğum Çiklatasının süslemesi....












vida kutusunun incik boncuk kutusuna çevrilip,şahane bi hal alması...
Ve son olarak 5 yıldır eskidikçe yenilenen, giderek çoğalan; YEMEK LİSTEM..
Her gün önüne geçip bırakın yemği, menü yapabileceğiniz harika bi buluş. (Tabi ki bana ait değil) "Yeni evliler için mükemmel bi yardımcı" olsa da sanırım asla inmeyecek benim buzdolabımdan. O kadar süper bişey yani....




7 Ocak 2010 Perşembe

BOLEYNLER, İNGİLİZLER


BOLEYN KIZI (Philippa GREGORY, Artemis Yayınları)
"kraliyet,İngiliz asilsazadeliği,avrupalılık " deyimlerini birkez daha düşündürüp,sizi allak bullak ederek,tüm bunlara popüler kültür sayesinde  yaratılan sempatinizi sorgulatan harika bi kitap.Her bölüm bi solukta bitiyor ve yerine merakla okunan bir yenisi geliyor.Üstelik kitap biterken aynı açlığı bi sonraki kitap için hisssediyorsunuz.



KRALİÇENİN SOYTARISI(Philippa GREGORY, Artemis Yayınları)

SADAKAT...

Kitap bunu anlatıyor ve garip ama bir kadın iki düşmana da sadık olabiliyor!(Bu garip çelişki çok etkileyici)Kitap Boleyn kızının etkisine girenlerin beklentisini karşılamıyor ama bambaşka bi anlatımla yazarın etkisini artırıyor.Ayrıca kesinlikle Bakirenin Aşığını merak etmenizi sağlıyor.Seri kitapları için en önemli kriter de bu değil mi zaten?


BAKİRENİN AŞIĞI(Philippa GREGORY, Artemis Yayınları)

Seriye devam edip çoook büyük bi merak ve iştahla aldığım ama İngiltereden ve saray oyunlarından çok sıkıldığım bi kitap.Kişiler bi süre sonra öyle fazla sayıya ulaştı,ünvanlar öyle karıştı ki artık Boleyn serisine nokta koydum.Ama yine de Dudley ve Elizabeth'in aşk ilişkisi(belki de çıkmazı) kitabı çekilir hale getirip okutuyor.
  Tarih sevenler ve İngilizlere gıcık olanlar seriye devam edebilirler,ama dedim ya ben noktayı koydum.
 

 Bu kitaplar da serinin devamı, kitapyurdu hem kitap fiyatı(her ikisi de 24 yerine 16,80 tl), gönderi hızı,  gönderi de kolileme  kalitesi, güvenlik, hem de kargo ücreti (sanırım 3 tl) açısından oldukça iyi bi site.
Tavsiye ederim ki kırtasiyeye 7 tl fazla vereceğinize buradan alın, üstelik toplu alıp 2-3 taksitle de ödeyebiliyorsunuz kitpları.
Keyifli okumalar dilerim...

6 Ocak 2010 Çarşamba

ARABAŞI

 İş bu Arabaşı Çorbası  Huriye Türkoğolu Salur'un inadına ve ondan alınan şevk ile yapılmış olup, afiyetle yenilip cümleten mutlu olunmuştur. :)))) { Sözleşme metni oldu di mi?}

Gelelim asıl anlatımaaaa, Öncelikle yine şifa kaynağı, sıcacık , mükemmel tadlı, kesinlikle doyurucu  ve aslında da kolay bi tarif. Acılı tadı size, acısız tarifi de çocuklara sağlık kaynağı oluyor.birde tavuğun her yeri ile yapılabilecek bir tarif. Ancak eğer bütün tavuk ya da but kullanacaksanız yağ miktarlarini azaltın.

Çorba için Malzemeler (15 porsiyon)

2  küçük Parça tavuk göğsü+ 1 küçük but ( ya da
2 lt su
1 er çay kaşığı toz biber, pul biber, karabiber
1 su bardağı un ( bu çorbaya kıvam vermek için kullanılıyor, ani azaltabilir 1 yemek kaşığına düşürebilirsiniz)
2 yemek kaşığı tereyağ
5 yemek kaşığı sıvıyağ
1 adet tavuk bulyon tablet ( unu çok koyarsanız mutlaka kullanın)
2 yemek kaşığı nar ekşisi (sosu değilse + 1 talı kaşığı toz şeker)
2 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı biber salçası
Canın isterse 2 adet kemik suyu bulyon tablet
tuz

Çoğu zaman gece değil de akşam yemeği niyetine yiyince bizim evde nadiren hamuru pişer.
Çorbayı ben hem kıvamlı sevdiğim hem de Erdemim hamurunu sevmediği ve yaptırmadığı için 1 su bardağı unun tamamını kullanıyorum ben.
Ben tarifi parça tavuk üzerinden yazıcam. tekrarlıyorum, bütün tavuk kullananlar, daha az koysunlar.Evet yağı biraz fazla ama çok özel bir tarif yaptığınızı da unutmayın. tadı bişeye benzemedikten sonra niye ARABAŞI ile uğraşılsın ki??
Tavuğumuzu  tavuğun tadı tarifime uyarak nar ekşisi ve baharatlar ile 1 lt su da haşlıyorum. Tavuk liğme liğme olana kadar haşlanacak ama.
Haşlama işi bitince tavuğu tabağa alın ve elinizle didikleyin. Zaten çok haşlandığı için çok çabuk didilir.
Büyükçe bir tencerede yağları eritip, hatta hafif de yakarak; unu güzelce kavurun.eğer un topaklanırsa yağ ekleyin, cıvık kıvamlı olamlı.
Salçaları ekleyin.Hafif kavurun. dikkat yakmayın !! Şimdi hafif katılaşacak,ama yine çok katı olur kavrulamazsa yağ ekleyin. 1 lt kadar soğuk su ekleyip çırpma teli ile karıştırın ve topaklanmasına izin vermeyin.
Kaynamaya yakın, tavuğun sıcak suyunu da ekleyin kaynayana kadar karıştırmaya devam.
5 dk kaynatın.
Eğer kıvam yoğun gelirse, kaynar su ekleyip, kıvamı istediğiniz kadar açabilirsiniz
bulyon tabletlerin her 2 sinide atın içine.
Didilmiş tavuğu ekleyin, 10 daha kaynatın.
Şimdiiii, evet gelelim püf noktalara...
Tavuk kesinlikle çok haşlanacak.
Tavuğun lezzeti tarifi kesin uygulanacak.
Bu çorba çok kaynamalı, yani tadı birbirine iyice geçmeli tarifin.
Nar ekşisi koyunca limonlamış oluyoruz, ama üzerine bol pul biber ve limon eklemek şahane lezzetlendirir.

Gelelim Hamura....( Huriye Hanım Tanıdınız mı?)
Hoş bu aslında bi çeşit jöle..


Hamur içinse ölçü çok basit
1 ölçü un
4,5 ölçü su
tuz
(Kayserililer için söylüyorum, eğer Ova un sa ölçü 1e 5.5, benim ki Sinangil Un o yüzden 1e 4.5)
Un ve suyu soğuk olarak yavaşça karıştırıp bi taraftan çırpın.
Tuzu ekleyin.
Kaynayana kadar yavaş yavaş karıştırın dibi tutmasın.
Kaynadıktan sonra altını kısın.
5-10 dk daha ara ara karıştırarak, unun çiğsi tadının gitmesi maksadı ile kaynatın.
ıslatılmış düz bi tepsiye, 2 cm yüksekliği geçmiycek biçimde dökün.
İyice soğutun. Yani aslında 2 saat önce falan yapılmalı.
Eh artık bilenler bilmeyenlere anlatır, isteyen kaşığa hamurualıp, onu da çorbayas daldırıp çiğnemden yutar. ya da keyfi bilir çiğneyerek yutar.
Ama en nihayetinde bana dua eder :))) Di mi ?
efendiiim, her zaman olduğu gibi sağlık ve sıhhatiyle afiyet olur inşallah....